2016 Rio de Janeiro'da yapılacak olan Olimpiyat Oyunları’na katılım için, gerekli puanları toplayabilmede önemli müsabakalardan olan, Kazakistan’da düzenlenen Grand Prix 2. Seri Müsabakalarına 9 iddialı sporcu ile katılan Milli takım sporcularımızdan ne yazık ki gene derece yapan sporcumuz olmamıştır.
Dünya Taekwondo Federasyonun Çin’de Organize ettiği ve WTF Sıralamasında ancak ilk 31 sporcunun katılabildiği Grand Prix G4 Müsabakalarında dereceye giren ülke sporcuları arasında ne yazık ki ülkemizden hiçbir sporcu bulunmamaktadır.
Türkiye Taekwondo kamuoyuna ve Taekwondo Federasyonumuzun yetkililerine bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Daha önce Cengiz Yağız’ın Federasyon başkanlığı döneminde İstanbul’da düzenlenen 2. Gençler Dünya Taekwondo şampiyonasında genç milli takımız erkeklerde Amerika’nın önünde alınan maç fazlası ile Dünya 2. olmuş, bayanlarda ise Emel Mazılı’nın sonradan gelen 1.lik madalyasıyla(doping sebebiyle) bayanlardaki altın sayımız 2 ye çıkmış ve böylelikle bayan takımımız İspanya ile yer değiştirerek dünya 3. olmuştur. Türkiye bu şampiyonada 3 Altın, 1 Gümüş, 2 Bronz madalya ile gençler kategorisindeki tarihinin en iyi başarısını elde etmişti.
Avrupa şampiyonu Seyithan Akbalık spor şehidi olmuştur. Ama ihmalleri ve sorumluları da unutmamalıyız.
Avrupa Şampiyonu olmuş, yıllardır milli takıma gelip giden, Federasyon yetkililerinin kontrolünde olan ve onlara emanet edilmiş, Olimpiyatlara hazırlık yapan bir sporcunun kalp rahatsızlığı veya başka her ne rahatsızlığının olup olmadığı Federasyon Başkanı Metin ŞAHİN’in ve yönetiminin, Federasyon Teknik direktörü Ali ŞAHİN’ in, Federasyon Sağlık Kurulunun bilmesi gerektiği ve onların görevleri içerisinde olduğu, Spor Genel Müdürlüğü Federasyonlar görev ve yetkilerinde açık açık bellidir. Bu yeni bilinen bir şey değildir.
Seyithan Mısır’da yapılan şampiyonada çıktığı müsabakada aldığı darbe sonucu yaşamını yitirdi. Bu acı olaydan sonra Seyithan’ın kalp rahatsızlığının bilindiği açıklandı.
Ulusal takım düzeyine gelmiş, Avrupa şampiyonu olmuş üst düzey bir sporcunun bilinen kalp rahatsızlığına rağmen ölüm riskine atılması karşısında sanırız söylenecek söz yok.
Federasyonlar ve spor teşkilatı başarıyı madalya sayısıyla ölçtüğünden, madalya için dünyada en yüksek ödülü verdiğinden özellikle de taekwondo sporu gibi branşları tercih eden çoğunlukla yoksul ve dar gelirli aile çocukları sağlıklarını riske atıp doping maddelerine bulaşıyorlar.
Mevcut sistem ve anlayış bunu adeta teşvik ediyor.
2016 Olimpiyatlarına katılabilme yolunda önem taşıyan, 3 hafta önce Manchester’da yapılan Grand Prix maçı ve geçtiğimiz hafta Paris’te yapılan maçların sonuçları, milli takımımızın Olimpiyat yolunda iyi gitmediğinin işaretlerini veriyor. Manchester’a toplam 7 sporcu ile katılabildik ve bu sporculardan sadece ikisi puan alabildi. Turnuvada en iyi derecemiz aldığımız bir üçüncülük. YUNUS SARI 3. olarak ve RIDVAN BAYGUT çeyrek finalde yenilerek puan alabildiler. Diğer sporcularımız puan alamadılar. Paris’e ise 9’u erkek ve 3’ü bayan olmak üzere toplam 12 sporcu ile katılmışız. Müsabakalarda tek madalyamız yine 3. lük ve madalya alan sporcumuz ALİ SARI. Yani burada da puan alabilen tek sporcumuz var. Diğerleri sıfır puan da ilerliyor şimdilik. Bakalım, bu teknik kadro ve yönetim ilerdeki puanlı maçlarda sporcularımıza ne kadar puan toplatabilecek.
On günden bu yana yaşadığımız devlet ve hukuk skandallarına, rezaletlerine ve sporumuzun malum sorunlarına rağmen 2014 yılına umutlu ve iyimser girmek istiyoruz.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’na yeni atanan Sayın Akif Çağatay Kılıç’a naçizane tavsiyelerimiz var, tabİi lütfedip dikkate alırsa genç bakandan beklentilerimiz de var. Umarız bizi yanıltmaz.
Sayın Bakan, bu sütunda defalarca dile getirmeye çalıştığımız sporumuzun ve futbolumuzun sorunlarına akılcı ve kalıcı çözümler üretin lütfen.
Sporumuzun sorunlarının çözümüne hep yapıldığı üzere tepeden değil, tabandan başlayın. Bu sayede kaynak israfının önüne geçersiniz.
Bundan 2 hafta kadar önce, Fildişi Sahillerinde yapılan Dünya Kupası Takımlar Taekwondo Şampiyonasına Türkiye’nin neden katılamadığını bilen var mı? diye sormuş ve federasyonumuzdan bu konu ile ilgili camiamızı aydınlatmalarını istemiştim. Her zaman ki gibi Taekwondo federasyonumuzdan yine ses çıkmadı.
Bildiğiniz gibi 2008 yılında Azerbaycan’da yapılan Dünya Kupası Takımlar Şampiyonası sonrasında Federasyon yönetimi, ödül kapsamında olmayan bu şampiyonayı ödüllü bir şampiyonaymış gibi göstermeye kalkmış, resmi evraklarda ve yazılı-görsel basında bu şampiyonayı Dünya Şampiyonası gibi tanıtmaya çalışmıştı. Devletin 3-4 milyon YTL parası Şahinler” e aktarılmak üzereyken, gerekli yerlere şikâyetlerde bulunan kişilerce bu soyguna engel olunmuştu. Engel olan bu kişiler de, vatan hainliğiyle suçlanmışlardı.
28-30 Kasım 2013 tarihlerinde Fildişi sahillerinde yapılan Dünya Kupası Takımlar Taekwondo Şampiyonasında Meksika Milli Takımı Şampiyon olarak çok önemli bir başarıya imza atmıştır. Bu şampiyonaya 15 ülkeden 170 sporcu katılmıştır. Fildişi Sahilleri, Fransa, Kore, Çin, Brezilya, Meksika ve İspanya gibi Taekwondo da en güçlü ülkeler bu şampiyonaya katılırken, federasyonumuzun dünyanın en iyi milli takımlarından biri olarak lanse ettiği Türk Milli takımımız neden katılamamıştır?
Taekwondo Federasyonu’nda geçtiğimiz günlerde basına yansıyan ve adli makamlara intikal ettirilen ulusal takım seçmelerinde sporculardan para talebi iddialarından sonra, şimdi de 31 Ekim- 3 Kasım 2013 tarihleri arasında Endonezya’nın Bali şehrinde yapılan 8. Dünya Poomse Taekwondo Şampiyonası’nda 29 yaş altı kategorisinde Elif Soytürk isimli sporcu yerine Elif Aybüke Yılmaz isimli sporcunun yarıştırılması olayı yaşandı.
Poomse, taekwondo sporunun bir dalıdır. Poomse sporcuları rakiple karşılaşmadan tek başlarına taekwondo sporunun temel hareket ve tekniklerini, felsefesini, ilke ve prensiplerini sanatsal bir yaklaşımla kompozisyon ve gösteri şeklinde sunarlar.